7 Temmuz 2009 Salı

Collection

if you would like to see my collections please look at this link:

http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/

the collections:
1- for stamps, main page : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/

a) flowers (Turkish stamps) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/tematik-pul-koleksiyonculugu/cicek-konulu-cumhuriyet-pullari

b) flowers (Turkish Cyprus stamps) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/tematik-pul-koleksiyonculugu/cicek-konulu-kktc-pullari

c) birds (Turkish stamps) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/tematik-pul-koleksiyonculugu/kus-konulu-cumhuriyet-pullari

d) birds (Turkish Cyprus stamps) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/tematik-pul-koleksiyonculugu/kus-konulu-cumhuriyet-pullari-1

e) first adana set (1921) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/cumhuriyet-doenemi-pullari/1921---birinci-adana-serisi

f) Turkish stamps (between 1921-1937) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/cumhuriyet-doenemi-pullari/1921---1938

g) Turkish stamps (between 1938-1940) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/cumhuriyet-doenemi-pullari/1938-1940

h) Turkish stamps (between 1941-1950) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/cumhuriyet-doenemi-pullari/1941-1950

i) Turkish Cyprus (between 1991-2000) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/kktc-pullari-1/1991-2000

j) Turkish Cyprus (between 2001- ....) : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/kktc-pullari-1/kktc-pullari

k) Europa Cept : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi/filateli/europa-cept-pullari

2- for book marks : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi4/Home/kitap-ayraclari-albuemde-yer-alanlar

3- Turkish lottary:

a) 1989-1992 : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi3/Home/c--kazi-kazan-kartlari/1989---1992-doenemi-dik-ebat

b) 1992-1995 : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi3/Home/c--kazi-kazan-kartlari/1992---yatay-ebat/1992---1995

c) 1995: http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi3/Home/c--kazi-kazan-kartlari/1992---yatay-ebat/1995-yili-emisyonlari

d) 1996 : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi3/Home/c--kazi-kazan-kartlari/1992---yatay-ebat/1996

e) 1997 : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi3/Home/c--kazi-kazan-kartlari/1992---yatay-ebat/1997

f) 1998 : http://sites.google.com/site/koleksiyonodasi3/Home/c--kazi-kazan-kartlari/1992---yatay-ebat/1998

7 Ekim 2007 Pazar

Renk Körü müsünüz? eğer bu güne kadar denemediyseniz test edin..

Çoğu kişi renk körü olduğunun farkında bile değildir. İşte yeterince uzun bir test. Bakın bakalım renkleri doğru algılayabiliyor musunuz?

Test: 1
İlk önce birinci testimiz, burada yapmanız gereken sol taraftaki x başlangıç noktasından x bitiş noktasına kadar yolu takip etmek. Eğer çıkış noktasından çizgiyi takip ederek varış noktasına ulaşabiliyorsanız ne âlâ. Renkleri gayet iyi algılıyorsunuz demektir. Aksi hâlde renk körlüğü olabilir.

Test:2

Bu test başarılı bir şekilde sonuçlandı ise sırada diğer testimiz var. Şimdi de hangi rakamları göreceksiniz bakalım. cevaplar hemen testin altında
(resim 1)


(resim 2)

(resim 3)


(resim 4)

(resim 5)


Şimdi gelelim cevaplara: rakamlar sırasıyla: 29 - 6 - 74 - 8 - 5


Test: 3
(resim 6)

(resim 7)


(resim 8)


(resim 9)


(resim 10)

Buraya kadar ulaştıysanız tebrik ediyorum. Rakamlar sırasıyla: 16 - 3 - 42 - 73 - 15
Vee son test



Bir şey göremediniz mi yoksa siz de benim gibi.. Telaşlanmayın hemen bu son resimlerde sağlıklı bir göz, rakam/ sayı görmez. zaten ortada rakam da yok. Ama eğer son iki resimde bir takım sayılar görüyorsanız, üzgünüm ama galiba renk körüsünüz.

4 Ekim 2007 Perşembe

Bilinçaltına Yönelik Etkileme ve Subliminal Reklamlar

Bilinçaltını etkilemeyi amaçlayan reklamlara (mesajlara) subliminal reklam adı verilir. Genel olarak “bilinçaltına yönelik mesajlar/ reklamlar” olarak ifade edebiliriz. Bu tip mesajlar üç şekilde uygulanır:
1-Reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar yoluyla
2-Gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sinema ya da televizyon görüntüsü yoluyla
3-İşitsel yollarla

Bu yöntem, bir ürünün reklâmını yapmaktan, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmaya kadar varan geniş bir perspektifte kullanılmaktadır. Görsel ve işitsel olarak algılanamayan da ziyade bilinçaltı düzeyinde algılanan söz, resim, görüntü ve biçimlerden oluşur.

Örneklerine geçmeden evvel bu sistemin kurgulandığı işleyiş üzerinde durmak istiyorum

Bilinçli olarak algılayamadığımız hâlde gördüklerimizin pek çoğu bilinçaltımız tarafından algılanır. Bunu sağlayan göz çukuru olarak isimlendirilen “fovea”dır. “Retinanın merkezinde bulunan, çapı sadece yarım milimetre kadar olan bu çukur, yalnız konileri içerir ve net görüntüyü diğer bir deyişle görüş keskinliğini sağlar”[i] Fovea, retinanın küçük nesneleri ve ayrıntıları ayırt etme yetisinin en yüksek olduğu kısmıdır.[ii]

Göz çukuru (fovea) bütün görüntüyü ayrıntısıyla alır ve bunu zihne aktarır, zihin bunları depolar, ama biz bunların hepsini bilinçli olarak algılamayız. Bunu bir kamera gibi düşünün. Kamera, mercek ve diğer mekanizmaları sayesinde kayıt yapar ama sadece kayıt yapar, algılamaz. Şu durumda bizim görüp de bilinçli olarak algılayamadığımız her şeyi bilinçaltımız kaydeder.

Bilincimiz, duyusal girdileri analiz eder. Düşünür, muhakeme eder, eleştirir, değerlendirir. Fikir ve/veya telkinleri yarğılar, kabul eder veya reddeder. Yani mantık süreçleri egemendir ve bilişsel fonksiyonlar üstlenir.[i]

Bilinçaltı ise beynimizin farkında olmadığımız yanıdır. Otomatik bir pilot gibi bütün deneyimlerimizi depolar. Bilinçaltı heyecanlarımızı, sezgilerimizi, alışkanlıklarımızı ve güdülerimizi depoladığı gibi bunların eyleme dökülmesinden de sorumludur. Bilinçaltı zihin telkin ve imgeleme yoluyla iknaya riayetkârdır. Bilinçli zihnin aksine sorgulamadan tekrarlı önerileri kabul eder, pekiştirir. Bütün otomatik davranışlarımız, alışkanlıklarımız ve heveslerimiz hafızada kayıtlı bilgiler arasındadır. En önemli vazifesi ise depoladığı verilere dayanarak mutluluğu sağlamaktır.[ii]

Bilinç aynı anda 3 ilâ 7 işi yapabilir. Daha fazla görev yüklendiğinde kilitlenir. Bu yüzden dikkatimizi yönlendirmediğimiz, bizi o anda ilgilendirmeyen birçok veri bu filtreden süzülür. Beş duyumuzun karşılaştığı çok sayıda duyum, algılanmadan bilinçaltı hafıza deposuna aktarılır.

Demek ki duyduğumuz, gördüğümüz ama bilişsel (kavrayış) olarak algılayamadığımız her şey bilinçaltına ileride tekrar kullanılmak üzere veri olarak depolanır ve gelecekteki hareketlerimize yön çizer. İşte tam da bu aşamada bilişsel sürece değil ama bilinçaltına hitap eden tüm propaganda ve veriler, bizim davranışlarımıza yön çizen güdüler olarak karşımıza çıkar. Zira sıklık arz eden tekrarlar içsel algılarımıza odaklıdır.

Bilincimizin bilişsel olmayan yönünün bu şekilde dış etkilerle güdülenebileceği 1900’lü yıllardan bu yana bilinen ve kullanılan bir yöntemdir. Bu emekleme sürecini şimdilik atlayıp, bu yöntemin bilinen ilk ciddi ispatı olan, 1900’lerin ortasındaki çarpıcı bir deneyi aktarmak istiyorum.

1957 Senesinde Vance Packard bu gizli ikna yollarını ele aldığı “The Hidden Persuaders” adlı kitabını yayınlar. Kitabında, umut, korku, suçluluk ve cinsellikleri üzerine odaklanmış reklâmlar ile insanların ihtiyaçları olmayan malları dahi satın almaya ikna edildiğini tesbit eder.

Yine Reklamların tüketici davranışları üzerindeki etkilerini araştıran James Vicary, 1957 yazında, New Jersey, Ft Lee sinama solonunda Picnic adlı filmin gösterimi sırasında (bir şehir efsanesi olarak bildiğimiz) deneyi gereçekleştirir. Sinema salonunda projeksiyon makinesinin yanına görüş algısı denemelerinde kullanılan ve çok kısa, anlık süreler ile resim ve harf gösteren bir cihazı (takistoskop) yerleştirir. Film süresince her 5 saniyede bir flash şeklinde patlayan reklam mesajlarını ekranda görüntüler. Bu mesajlar saniyenin 1/ 3000’i kadar kısa bir süre sinema perdesinde göründüğü için hiç kimse fark etmez tabii. Az önceki açıklamalardan hatırlayacağız; izleyicilerden hiçbiri bu mesajları bilinçli bir şekilde algılayamamış; şartlı ve sürekli kendilerine aktarılan bu tekrarlamaları büyük bir ihtimâlle bilinçaltına depolamışlardır. Gönderilen mesajlar ne miydi? Hepimizin tahmin edeceği gibi: “Coca Cola için”, “Acıktınız mı? Popcorn Yiyin!” şeklindedir. Sonuç mu? Son derece ilginç: Popcorn satışı %57.8, Coca Cola satışı da %18.1 oranında artmış.[iii]

Uzun süre devam eden bu uygulama 1974’de Millî İletişim Komitesince yasaklanmış olmasına rağmen pek de etkili olamamıştır.

Vance Packard’ın tesbiti doğruydu cinsellik ve ölüm gibi arketipe giren mesajlar insan üzerinde çok etkiliydi. C. Gustav Jung’a göre arketipler gördüğümüz ya da yaptığımız şeyler üzerinde ‘düzenleyici bir ilke’ rolünü üstlenir. Arketipleri uzaydaki bir kara deliğe benzeten Jung sözlerine şöyle devam eder: “orada olduğunu yalnızca içine çektiği madde ve ışık sayesinde anlayabilirsiniz”. Ölüm ve cinsellik tüm insanlığın kollektif bilinçaltıdır; hangi ırk, kültür, din ve mezhepten olursa olsun.

İnsan beyninde bilinçaltının tepki verdigi iki önemli olay var: “doğum” ve “ölüm”. Bilinçaltımız bu iki arketipe çok daha fazla tepkili veriyor. Bu iki arketipe giren mesajlara daha duyarlı. SEX mesajı doğum arketipinde, kill mesajı da ölüm arketipinde karşılanıyor.[iv] Bu semboller verilmek istenen mesajın içine yerleştirildiğinde bilinçaltı bunları öncelikli duyumlar olarak saklayabiliyor ve sıra kullanıma geldiğinde bu öncelikli depolanan veriler, davranış ve hareketlerimize yön çizebiliyor.

Alışverişlerde, satın aldığımız bir ürünü onlarca emsali içinden tercih etmemizin sebebi bu arketipler kullanılarak bilinçaltımızda işlenmiş olan reklâmlar olabilir.

Eğer böyle bir gerçeklik ihtimali (ya da gerçek) varsa bir ürünün ve bir görüşün propagandasını yapan kimseler bunu niçin kullanmasın?

Bu mesajlar çok açık görsel imajlar olabileceği gibi reklâmın içine gizlice işlenmiş sözcüklerden ve bunları temsil eden rakamlardan da oluşabilir. Aşağıda örnek ve resimlerle ele alacağımız bu konu kimimize ikna edici kimimize ise gerçekliği tartışılır gelebilir. Neticede böyle bir tartışma var ve pek çok delil de var; deliller yetersiz ve abartılı bulunabilir. Ama şu unutulmamalıdır: delilin yokluğu, yokluğun delili değildir..

Umarım mevzuyu fazlaca uzatmamışımdır. Bu tip reklamların uygulanışına ilişkin örnekleri aşağıda tek tek sunacağım. Çoğunluğu gizlice işlenmiş cinsellik içeriyor, affınıza sığınarak bu resimleri kısa açıklamalar ile aşağıda sunacağım.

En ilginç örneklerden biri Kuzuların sessizliği filminin afişidir. Film afişinde hem ölüm hem de doğum (ve bununla bağlantılı cinsellik) arketipleri görsel olarak birlikte işlenmiştir. Afişte yer alan kelebek figüründeki iskelet kafasına bu iskelet kafasının içindeki 7 çıplak kadın resmine dikkat edin.



Ve pes dedirtecek bir benzerlik Philippe Halsman'ın fotoğrafıyla Salvador Dali ve yedi çıplak kadın (1951)



Biraz daha eskiye gidelim, aşağıda, İngiltere'de sarı sayfalardan bir reklam: Laid By The Best.. Resim gayet masum, ama resmi ters çevirdiğiniz takdirde pek de öyle olmadığı açık. Bu resim, bilinçaltına yönelik (sublimal) reklamlar açısından ikna edici en eski örneklerden biri olarak kabul ediliyor. Ama bu örneğin sublimal reklamlardan ziyade resmi çizen kişinin ilginç espiri anlayışını yansıttığını düşünmek de muhtemel.

Bir ilginç örnek de Coca Cola'dan. Avustralya'daki reklam kampanyasında duvarları süsleyen afişten ilginç bir ayrıntı. Reklama dikkatli bakan kimseler Cola şişesinin yanındaki buz küplerinden birinin içinde yer alan figüre dikkat etmişler. Tabii resmi çizen kişi işten çıkarılmış ve hakkında dava açılmış, kampanyada kullanılan tüm afiş ve posterler toplatılmış. Belli ki yine çizen kişinin espiri anlayışı, ama Coca Cola firması tarafından bu şekilde lanse edilmiş de olabilir.

Eh Coca Cola yapar da Pepsi boş durur mu? Aşağıdaki resim Pepsi'nin 1990 kampanyasından bir görüntü. Teneke kutunun üzerinde neon ışıklarını temsil eden çizgiler var.
Bu haliyle herhangi bir sorun yok, fakat biliyoruz ki bu tip kutu içecekler üstüste dizilerek alışveriş merkezlerinde sergilenir. Birileri bu üst üste konmuş kutularda bir şeyler görmüş: Neon ışıkları üst üste gelince belirgin bir S-E-X yazısı ortaya çıkıyor. (Pepsi'nin P harfinin solunda S harfi, P'nin ayak kısmında E harfi ve alttaki kutunun hemen üst kısmında X harfi) Bu durum elbette bir tesadüf neticesinde de ortaya çıkmış olabilir. Ama her ne şekilde olursa olsun o dönem bütün dikkatleri Pepsi üzerine yoğunlaştırmıştır.

En tanınmış örneklerden biri de Camel sigara amblemidir. Marka ve amblemin 1913'deki kampanyaya kadar uzandığını biliyoruz, eğer bilinçaltına yönelik reklam uygulaması bir gerçekse bu yöntemin yaklaşık 100 yıllık bir geçmişi olduğunu düşünebiliriz.

Aslında burada bir arketip kullanılmışsa bu cinsellikten öte kültüre ve dine dayalı mitolojik bir nitelik taşıyor da olabilir. Bence bu ihtimal daha kuvvetli
Bir iddiaya göre de deve resminin arka ksmında gizli bir S-E-X yazısının yer aldığıdır. Bu tabii biraz da neyi görmek istediğimize bağlı olabilir.
Bir diğer iddia da Camel şirketinin 1990'ların başında yürüttüğü Camel'ın "Smooth Character" kampanyasına ilişkindir. Bu kampanya da şekilden şekile giren meşhur deve figürünün cinsellik temasını işlediği bir hayli tartışılmış o dönemde.

Tabii birileri de bunu fırsat bilmiş ve içerdiği iddia edilen cinsel unsuru alaycı bir şekilde resmetmiş
Ama şu bir gerçek ki, ne şekilde ve nasıl olursa olsun deve sembolü bu sigara markası ile özdeşleşmiştir. Hatta bu konudan sıkıntı duyanlardan biri de 1964 yılında kurulmuş döneminin ve tarzının çok iyi bir İngiliz grubu olan Camel'dır. Bu müzik grubu açılış sayfasında büyük harflerle "biz bir sigara şirketi değiliz" ibaresini koymak zorunda kalmıştır. Aslında bu gruptan burada bahsetmemin bir sebebi de Camel grubunun kuruluşunda kendilerini Camel şirketinin desteklediği ve gizli bir sponsorluk yaptığı söylentileri vardır. Zira grubun ismi gibi sembolü de sigara şirketinin deve sembolü ile benzerlik arzeder. 1974 albüm kapakları ise sigara paketinin aynısıdır. Kimbilir gerçekten de gizli bir sponsorluk vardır.
Pek çok ünlü marka ürün afişlerinde ve resimlerin cinsel organ temasının işlemiştir. Bunlardan biri de yine meşhur bir sigara markası olan Benson & Hedges'dir.

Heinz markası ürünlere ilişkin iki farklı logo da aşağıda yer almaktadır.

Aynı durum bu sefer İçki reklamlarında..
Bir şişenin bu şekilde tutulduğunu hiç görmedim

McDonalds

Marlboro

Ve çok ilginç bir reklam daha.. Gerçi bu çok da bilinçaltına yönelik bir reklam değil, çok ötesine geçmiş
Bu iç çamaşırı reklamında ise işin cılkı çıkmış

Şimdi de sırada Starbucks markası var.. meşhur kahve satıcısı.
Amblemine dikkatle bakılacak olursa bir deniz kızı görülüyor. Sağında ve solunda iki şey var eliyle tuttuğu. Nedir acaba? Sakın bu meşhur mitolojik deniz kızı marmeid olmasın?
Eliyle iki kenara ayırdığı sanki balıklar! ama Starbucks'ın eski logosuna göz atıyoruz ve görüyoruz ki aslında kendi bacaklarını tutmuş!
Yukarıdaki resimler soldan sağa doğru Starbucks'ın yeniden eskiye doğru logolorıdır. Görünen o ki, Starbucks da hem cinsel hem de arketipe giren mesajları kullanmış logolarında.

Aşağıdaki Honeybaked et ürünlerinin etleri de dudak motifi sergiliyor sanki..
Eğer yukarıdaki örneklerde kullanılan sembollere ilişkin iddialar doğruysa ve insanlar bir paranoya ile bu kadar meşgul olmadıysa, aşağıdaki (sanıyorum) Colgate reklamı bunların yanında çok masum kalıyor, artık bu tip reklamlara (aşağıdaki diş macunu reklamını kastediyorum) estetik gözüyle bile bakmaya başladığımı söyleyebilirim.
En ilginç olanlarından biri de aşağıdaki Lynx reklamı. Ne beklerken ne görüyor insanlar.
Bilinçaltına yönelik reklamlar değişik şekillerde yapılabilir.
Aşağıda yer alan resimler ise bu tür reklamlara yönelik bir kara mizahtır. Ama gerçek bir reklamdır. Club 18-30 tatil köyü reklamı olarak hazırlanmıştır. İnsanlar deniz kıyısında, havuz başında ve gece klübünde eğleniyorlar. Acaba gerçekten göründüğü kadar masum resimler mi?
Resimlerin ilki ve sonuncusu özel ayarlanmış olmakla beraber ikinci resim gerçek bir enstantanedir. Acı olan ise ikinci resimle 2002 yılında Cannes'da ödül kazanmıştır yapımcı firma.
Aşağıdaki çay reklamında da bir gariplik var sanırım. Ne yazık ki çizgi kahramanlar kullanılmış.

***
Buraya bir çizgi çektim zira bundan sonrakiler maalesef çocuklara yönelik film, mecmua ve materyallerde yapılanlar. Yukarıdakilerin bazıları sık karşılaştığımız, bazıları ise çok yadırgadığımız türden reklamlar. Fakat aşağıdakiler son derece üzücü.
Disneyland filmlerinden Aslan Kral ve ondan bir sahne.. Gökteki yıldızlar S-E-X kelimelerinden oluşuyor.
Bu seferde 1977 tarihli Star Wars çocuk oyun kartları
Yukarıdaki gibi değil de aşağıdaki gibi olması gerekirdi. Aşağıdaki sonradan düzeltilmiş şeklidir.
Yine Disney yapımı: Küçük Deniz Kızı Mermaid.
The Rescuers adlı çizgi filmden alınan bu sahnelere lütfen dikkat, bu bir çocuk filmi!
Diğer Disney çizgi filminden sahneler
Çizgi filmler çocuk gelişiminde eğitici etkiye sahip olmalılar diye öğrendik. Aşağıdaki resim acaba çocuklara ne öğretiyor?
Ve Disney filmlerinden son sahne
********
Bu yazıya blogda yer verip vermeme konusunda epey tereddütlerim oldu. Eğer bu konuda abartılı olduysam hepinizden özür dilerim.

Bu sistemin işleyiş mantığını çok iyi sergileyen şu son resimle bu yazıya son veriyorum
eğer göremediyseniz biraz daha dikkatli bakın, resme saklanmış bir yazı göreceksiniz.

Bu konuda yazılacak bir hayli husus olduğunu düşünüyorum; eğer ilgi görürse bu konudaki tesbitlere devam edeceğim.


Kendinizi ve çocuklarınızı bu tip dış tahriklerden koruyun.
Muhabbetle kalın..